Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen 'ABD-İslam Dünyası 
Forumu'na 35 ülkeden 200'e yakın aydın ve siyasetçi katıldı. Forum'da İslamcı 
gruplara zeytin dalı uzatan ABD, tek şart ileri sürdü: Silah yerine siyasi ve 
demokratik yolla mücadele. 
Katar'ın başkenti Doha geçen hafta kolay kolay bir araya getirilmesi zor 
isimlerin bir araya geldiği "ABD-İslam Dünyası Forumu"na ev sahipliği 
yaptı. İslam ve Batı dünyasından gelen yaklaşık 200 katılımcı Doha'da üç gün 
boyunca Amerika-Ortadoğu ilişkilerini, Ortadoğu'nun bugününü ve geleceğini 
tartıştı. 10 Nisan'da başlayan ve önceki gün sona eren Forum'a 35 ülkeden 200'e 
yakın akademisyen, gazeteci, diplomat, siyasetçi ve resmi görevli katıldı. Üç 
günlük toplantıda sadece Amerika ve İslam dünyası arasındaki ilişkiler değil, 
siyaset, ekonomi, demokrasi, Ortdaoğu'daki barış süreci, Irak ve Filistin'deki 
seçimler, bölge güvenliği, iyi yönetim, insan hakları, bilim, teknoloji ve medya 
gibi konular da yoğun bir biçimde ele alndı.  
Amerika ve İslam dünyası arasındaki hayati ilişkilerin masaya yatırıldığı 
Forum, dünya basınında geniş yer buldu. Forum'da yapılan konuşmalara dair 
yayınlanan haber ve analizlerde özellikle, Batı ile İslam dünyasının ortak bir 
zeminde buluşması için karşılıklı diyalog ve olumlu anlayışın önemine yapılan 
vurgulara yer verildi. Dünya basınında Forum'la ilgili yayınlanan 
haber-analizlerde dikkatler en çok ABD'nin İslamcılarla girdiği diyaloğa 
çevrildi.  
Forum'da en çok dikkat çeken gelişme, kapanış oturumuna katılan Amerikalı 
resmi yetkililerin, Hamas ve Lübnan Hizbullahı gibi İslami grup ve örgütlerin 
Ortadoğu'daki reform sürecine katılmalarından yana olduklarını, bundan herhangi 
bir rahatsızlık duymayacaklarını açıklaması oldu. Amerikalı yetkililerin tek 
şartı, 'oyunun kurallarına' bağlı kalınmasıydı. Bu da demokratik ve hukuki 
prosedürlere bağlılık anlamına geliyor. Doha'daki Forum'un düzenleyicilerinden 
olan Washington merkezli Brookings Institution adlı liberal düşünce kuruluşu 
görevlisi Peter W. Singer, 'oyunun kurallarını', silahların bırakıldığı, savaş 
yerine demokratik ve siyasi rekabete dayalı mücadele şeklinde özetledi.  
'Sonuçlarına katlanacağız'  
ABD'nin İnsan Haklarından sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Scott Carpenter 
da, Hamas ve Hizbullah benzeri örgütlere demokratik sürece katılma imkanı 
tanınmasının yanlış değerlendirilmemesi gerektiği üzerinde durarak, bu yeni 
anlayışın Amerika'nın İslami rejimlere onay vermesi şeklinde yorumlanamayacağına 
dikkat çekti. "Amerika, İslamcı grup ya da partilerin demokratik yoldan 
iktidara gelmesini kabul edecek mi?" şeklindeki bir soruya "Kabul 
etmekten öteye kolaylaştırıyor" cevabını veren Carpenter, örnek olarak da, 
Irak'ın İslamcı yeni Başbakanı İbrahim Caferi'yi gösterdi.  
Carpenter'ın yorum gerektirmeyen açıklamaları 200'e yakın katılımcının endişe 
ve şüphelerine de yanıt oldu. Çünkü ABD'nin Ortadoğu'daki demokrasinin 
sonuçlarına katlanıp katlanmayacağı konusunda çoğu insanın aklında hâlâ birçok 
soru işareti bulunuyor.  
Demokrasi ve çoğulculuğun Ortadoğu'da yeşermeye başladığını vurgulayan Beyaz 
Saray'ın Irak politikasından sorumlu eski siyasi patronu Robert Blackwill ise, 
"Ortadoğu'da şartlar giderek iyileşiyor. Demokrasi umudu yeşeriyor. Bu umudu, 
Irak'ta, İsrail ile Filistin arasında sağlanan barışta ve Afganistan'da görmemek 
mümkün değil" diye konuştu. Ancak yine de ABD ile İslam dünyası arasında, 
kökleri eskiye dayanan karşılıklı güven bunalımının hâlâ sürdüğünü belirten 
Blackwill, bunun aşılacağı konusunda iyimser olduğunu kaydetti.  
ABD karar değiştirmeden  
Pakistanlı Hurşid Ahmed ise, Washington'ın İslami hareketleri marjinalize 
etme politikasından vazgeçmesini isteyerek, İslamcıların bu tür uluslararası 
toplantıları ortak bir paydada buluşmak için iyi değerlendirmeleri çağrısı 
yaptı. Ortadoğu'daki mevcut otoriter rejimlerin dönüşmesi için karşılıklı 
diyaloğun kaçınılmaz olduğuna değinen Demokrasi Merkezi Başkanı Radwan Masmoudi 
de, Forum'un özellikle İslami gruplara, ABD ile doğrudan temas kurma fırsatı 
yarattığına dikkat çekti. İslami gruplara tereddüt etmemeleri çağrısı yapan 
Masmoudi, "Aksi halde Amerika her an yeni bir politika değişikliğine 
gidebilir" uyarısında bulundu.  
ABD-İSLAM DÜNYASI FORUMU'NUN ÖNEMLİ KATILIMCILARI  
Bosna Savaşı döneminin efsanevi isimlerinden, Saraybosna'daki "Reis-ül Ulema" 
Mustafa Çeriç, Bosna Savaşı'na noktayı koyduran Amerikalı yetkili Richard 
Holbrooke, Clinton döneminde Amerika'nın Ortadoğu politikasından sorumlu, iki 
kez ABD'nin İsrail Büyükelçiliği'ni yapmış olan Martin Indyk, şu an Filistin 
Yönetimi'nin önde gelen bakanlarından olan Muhammed Dahlan, Azerbaycanlı, Özbek, 
Kırgız, Tacik, İranlı eski siyasetçiler, akademisyenler, insan hakları 
savunucuları, gazeteciler, yazarlar ve Amerikalı James Rubin gibi eski Dışişleri 
sözcüsü, Amerika'nın İnsan Hakları'ndan sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Scott 
Carpenter gibi nitelikli birçok katılımcı yanında 6 yıl hapis yattıktan sonra 
yeni çıkan Malezya eski Başbakan Yardımcısı Enver İbrahim de katıldı. 
 |