Bugün sütunumu, Rahmetli Menderes'in tarihî bir
uyarısına ayırıyorum. Mustafa Doğan'ın hazırladığı, 1957 yılında yayımlanan iki
ciltlik Adnan Menderes'in Konuşmaları başlıklı kitabına aldığı, Aydın Menderes
Bey'den, DP Grup Toplantısı'nda yapılmış olabileceğini öğrendiğim, bugüne kadar
zoraki olarak içine sürüklendiğimiz gerilimlerin nedenlerine ilişkin tarihî
tespitler içeren tam bir ibret vesikası metni bu. (Metne ve kaynağına ulaşmamda
yardımcı olan İbrahim Nayır kardeşime teşekkür ediyorum). Bu metin, Rahmetli
Menderes'in tarihimizin kayan yörüngesini yeniden aslî ve asîl rayına oturtmak
için yılmaz bir mücadele veren büyük bir öncü, asîl bir tarihî şahsiyet olarak
görülmesi gerektiğini bir kez daha ispatlıyor. İşte Menderes'in tarihî uyarısı:
“Yüksek malumlarıdır ki, halk, iktidarı elinde tutan küçük bir zümrenin
elinde oyuncak haline gelmiştir. Haşmetlilerin(!) işareti ile mütefekkirlerin,
kalem sahiplerinin, devlet adamlarının ya başları gitmiş ya da zindanlarda
çürütülmüşlerdir. Bu terör havasının halkta meydana getirdiği eziklik
duygusundan cesaret alınarak halka başıbozuk (cahil) denmiştir. Şimdi size
soruyorum: Bu derece hakir gördükleri ve başıbozuk telakki ettikleri halka
idareyi devretmek ve bunu hazmetmek bunlar için kolay mı oldu zannediyorsunuz?
Kıymetli arkadaşlarım! Uzun zaman sonra sivil idare kurulmuş, insan haysiyet
ve şerefine yakışır bir şekilde iktisadi, içtimai, manevi sahada bu milletin
yüzünü güldürecek bir hükümet iş başına gelmiştir. Bu memlekette daha yakın
zamana kadar totaliter bir idarenin hüküm sürmüş olduğunu ve devlet memurlarının
büyük çoğunluğunun böyle bir idarenin gereklerine, isteklerine göre
yetiştirilmeye çalışılmış bulunduğunu hatırlayabilirsiniz.
Dün olduğu gibi bugün de halktan uzak, kılıç himayesinde çalışmayı tercih
eden kalem sahiplerinin, sözüm ona ilim adamlarının ve idarecilerin olduğu
izahtan varestedir kanaatindeyim. Bahsettiğimiz zümre, düşmanlarımızla
sözbirliği içinde cennet haline gelmeye müsait olan Türkiye'mizin çehresini
değiştirmeğe uğraşanları imha ve bertaraf etmeyi kendilerine gaye edinmişlerdi.
Çünkü Türkiye'de artık başıbozukluk yoktur. (...)
Bu hal, dünün diktatörlerini çileden çıkarmaktadır. Kurdun koyun postuna
bürünmesi gibi kendilerini demokrasi [şimdi Cumhuriyet-YK] havarisi gösterip
karşımıza çıkıyorlar ve halkımızı bu nimetlerden mahrum etmek için her türlü
hileyi, desiseyi mübah görüyorlar. Cenab-ı Hakk Türk milletini bunların ihtiras
ve şerrinden korusun!
Allah'a vaadim vardı; eğer günün birinde Türk milletinin mukadderatında
selahiyet sahibi olursam milli ananelerimizle kabili telif olmayan bu şenaat ve
denaatleri bir daha tekerrür etmeyecek şekilde ortadan kaldıracağım demiştim. DP
bu zihniyete sahip insanlardan teşekkül ettiği içindir ki devrisabık meydana
getirmeyeceğiz parolası ile iktidara gelmişizdir.
Üniversiteye gidecekler, profesörlere, 'fetvalarınızı hazırlayın' diyecekler.
Kumandanlara gidecekler, 'eskiden beri himayenizde çalışmayı büyük bir şevkle
arzu eden biz bendelerinizin hulus- u kalb ile arzetmek istediğimiz husus şudur
ki bu memleketi ancak sizler idare edebilirsiniz' diyecekler. 'Müdahale
(ihtilal) zamanınız gelmiştir' diyecekler. 'Milletten korkmayınız, onlar koyun
sürüsüdür' diyecekler. Arkanızdan gelecektir diyecekler. Ve Kızılay Sıhhiye'de
öylesine bir toz duman koparabileceklerdir ki memleket o toz duman içinde
kaybolabilecektir.
Vicdanları sızlamadan bu aziz milletin saadet ve refah yolunda katettiği
mesafeyi yarıda bıraktırarak milletin önüne İskender seddi gibi bir set
çekebileceklerdir. Milletin vasıl olmak istediği hedefi millete
unutturabilecekler, o cehennem çukurlarının içine bu aziz milleti tekrar sokmak
için tomson ve süngüleri kullanabileceklerdir.
Çok muhterem arkadaşlarım,
Benim iddia ve tahlillerimin delilleri ortadadır kanaatindeyim. Netice olarak
önümüzde iki yol vardır. Daha önce denenmiş o meş'um ve menhus gelenekleri
bırakarak herhangi bir müessesenin imtiyazlı zümrenin himayesine girmeyerek
milleti refaha götürmek. Bu yolda yürümek istiyorsanız sizinle beraberim. Diğer
bir yol ise zinde kuvvet (askeri cunta) dedikleri şeyin desteğini alıp, milleti
cehennemî bir havada yaşatmaktır. Bu yolu tercih ederseniz sizinle beraber
değilim."
|