İran Cumhurbaşkanı Amedinecad'ın, son zamanlarda Yahudilere yönelik ağır ithamlarına, soykırım inkarına, İsrail'in haritadan silinmesine dair çağrısına ve "İsrail'in Avrupa'ya ya da Alaska'ya taşınması"na ilişkin önerilerine (!) ne anlam veriyorsunuz? İlk akla gelen; açıklamaların kendi kamuoyuna yönelik mesajlar olduğu yönünde. Çünkü İran halkını motive etmenin tek yolu bu. Hele, nükleer silahları nedeniyle her an saldırı tehdidi altında ise. Bir diğer ihtimal, ABD'nin İran'a yönelik tehditlerinin asıl kaynağının İsrail olduğunu, ABD'yi İsrail'in provoke ettiğini, olası bir saldırı durumunda İran'ın hedefinin İsrail olacağını göstererek, tehditleri önlemenin tek yolunun İsrail'e zarar vermek olduğu tezini işlemek. İki ihtimal de doğru. Ahmedinecad, dünyayı ayağa kaldıran bu sözleri, cahilliğinden, radikal olmasından ya da gaza gelip hataen söylemiş değil. İran rejiminin, devletinin kendisini neden uyarmadığına dikkat edin. Son derece özenle hazırlanmış, son derece dikkatlice planlanmış bir İran siyaseti bu. Tahran'ın yeni çıkışlarını bekleyin. İran, Irak'ın bölüneceğinden emin. Güney Irak'ta yeni bir Şii/İslam devletinin ortaya çıkmasına karşı gelişecek İsrail merkezli reaksiyonla şimdiden savaşmaya başladı. Kendi halkını ve bölgeyi İsrail'e karşı harekete geçirmeye çalışıyor. İran, tehditler kendisine yaklaştıkça, İsrail'in Ortadoğu'daki varlığını sorgulanır hale getirmek istiyor. Filistin'de bir Yahudi devletinin kurulmasına yönelik Avrupa planlarını ve Avrupa'daki tartışmaları gündeme taşıyor. AB liderlerinin İAhmedinecad'ı kınamalarının asıl sebebi bu. Almanya'nın bölünmesinin sebebinin Yahudiler olduğu inancıyla İsrail'in Almanya'ya taşınmasını istiyor. Alaska'nın 1867'de Rusya'dan koparılmasının sebebinin de Yahudiler olduğu inancıyla İsrail Devleti'nin Alaska'ya taşınmasını istiyor. Ahmedinecad'ın bu bilgileri bizzat Rusya lideri Vladimir Putin'den aldığı iddia ediliyor. Putin'in Çeçenistan'da; "Müslüman dünyanın en büyük destekçisi ve koruyucusu, en güvenilir ortağı Rusya'dır" açıklamasının da bu çerçevede yapıldığı ifade ediliyor. Ahmedinecad, Almanya ve Alaska gibi Irak'ın bölünmesinin de İsrail planı olduğuna inanıyor. Bu iddialar ilk bakışta deli saçması gibi görünebilir. Ancak İsrail devleti kurulmadan önce Avrupalıların tezleri Ahmedinecad'ın düşüncesinden farklı değilmiş. Adamlar, kıta genelindeki Yahudileri sürgün etmek için zorlu arayışlara girmişler, pazarlıklar yapmışlar, toprak aramışlar, planlar, hazırlıklar yapmışlar. "Madagaskar Planı" diye bir şey var. Naziler iktidara gelmeden Avrupalı bazı entelektüeller ve siyasler, Avrupa'nın "Yahudi sorunu"ndan kurtarılması için Madagaskar'ı önerirler. Onlara göre İsrail devleti Ortadoğu'da kurulursa sonsuz savaşlara neden olacaktır. Madagaskar önerisi ilk kez 1885'te ortaya atılır. Doğu Avrupa Yahudileri için vatan olarak önerilir. 1926 ve 1927'de Polonya ve Japonya, nüfus nakletmek için Madagaskar Planı'nı ciddi ciddi ele alır. Polonya, Yahudileri göndermek için 1937'de Madagaskar'a bir komisyon bile gönderir. Bu komisyondan bir yıl sonra Naziler planı sahiplenir. Kasım 1938'de Alman kabinesi planı görüşür. Almanya planı İngiltere ile de müzakere eder. 1939'da Alman Dışişleri Bakanı Joachim von Ribbentrop Yahudilerin Ada'ya sürülmesini barış müzakerelerinde şart olarak öne sürer. Ada Fransız sömürgesi olduğu için Fransa'nın onayı istenir. 1940'ta Fransızlar yenilince bu onaya da ihtiyaç kalmaz. Yahudileri Afrika'ya ya da bir başka yere sürme planı Hitler tarafından da onaylanır. Almanya'nın Polonya Valisi kararı sevinçle karşılar. Plan şöyledir: Fransa Madagaskar'ı Almanya'ya verecek. 25 bin Avrupalı Ada'-dan çıkarılacak. Yahudiler zorla Ada'ya yerleştirilecek. Bir Alman Vali atanacak. Sürgün masrafları Yahudilerin parasıyla karşılanacak. Ahmedinecad Avrupa'yı tarihiyle yüzleştiriyor. Onu eleştirirken, Avrupa'nın geçmişini de sorgulamak gerekmez mi? Yeni olan ne var? |