"Günümüzde, özellikle de son yıllarda hem yerel hem de küresel düzeyde İslam'ın meydan okuyuşuyla karşı karşıyayız. Bu, üzerinde çok ciddi durmamız gereken bir tehdit. Uzun süre bu meydan okuyuşa kayıtsız kaldık. Nedeni ise hoşgörülü ve tembel olmamız. Artık İslam'a karşı muhalefetimizi göstermenin zamanı geldi. Bunu yapmak zorundayız. Çünkü zamanında teşhis koyamamaktan ötürü zor duruma düşebileceğimiz bu tehdit riskinden kurtulmalıyız." Danimarka Kraliçesi II. Margrethe 15 Nisan 2005 İslam Peygamberi'ne yönelik iğrenç karikatürleri özellikle çizdirdiler. Bir gazetenin tavrı, ya da düşünce ve ifade özgürlüğünü test etmek değildi amaçları. "Medya İslam konusunda sansürcü, bunu kırmak için bu çizgileri istiyoruz" dediler. Sistemli ve kasıtlı olduğu için, belli merkezler tarafından sipariş edildiği için, küresel kampanyanın işareti olduğu için bütün Avrupa bu "sefere" katıldı. BM, AB ve İslam Konferansı Örgütü, Müslümanlara sükunet çağrısı yaptı. Tamam, sussunlar. Sonra ne olacak? Birkaç ay geçmeden yeni bir tahrik furyası başlatılacak. Ya bir hakaret, ya bir saldırı, ya da başta tür bir iğrençlik... 15 yıldır Müslümanlara sükunet çağrısı yapılıyor. Ağır başlı olmaları, kendilerini kontrol etmeleri isteniyor. Ediyorlar da. İşgallere rağmen, işkencelere rağmen, katliamlara rağmen, tecavüzlere rağmen susuyorlar. 1990'dan bu yana, ABD ve Avrupa'nın Müslümanlara yönelik politikalarını hatırlayalım. Biri çıkıp Haçlı seferi çağrıları yaparken diğeri "Mekke'yi bombalama"yı teklif ediyor, biri çıkıp Müslümanların ne kadar aşağı bir kültür olduğunu söylerken diğeri fiilen işgale girişiyor. Hepsi bir cephede. Bunlar rastlantı mı? Karikatürü ilk yayınlanan gazetenin sahibi olan şirketin yöneticisi Merete Eldrup, Danimarka petrol şirketi DONG'un (Danish Oil and Natural Gas) müdürü Enders Eldrup ile evliymiş. Bu kişi son beş yılda yapılan bütün Bilderberg toplantılarına davet edilmiş. Merete Eldrup bu göreve gelmeden önce de, Danimarka Ekonomi Bakanlığı Sekreteri ve Danimarka Enerji Otoritesi Başkanlığı yapmış. Karar buralarda mı alındı? 2006 NATO'nun İran'ı vurma yılı olacakmış. Bu karar da mı buralarda alındı? Batı'daki İslam düşmanlığı, toplu kampanyaya dönüştü. Aşırı sağcı İtalyan bakan Roberto Calderoli'nin, "İslam halklarından gelen tehlike büyük. Karşı saldırıya geçmek için vakit geldi" diyerek "Papa 16. Benekditus Hristiyanları tek çatı altında mı toplamalı" çağrısı bir zırvadan ibaret değil. Dikkatli bakanlar, son derece makul görünen Avrupalı siyasilerin bile bu görüşü paylaştığını fark edecektir. BM silah denetçilerinin eski Şefi Scott Ritter, "İran'a saldırı için kararın çoktan verildiğini, Tahran karşılık verirse nükleer silah kullanılacağı"nı söylüyor. O zaman bugünkü gerilim, İslam topraklarında girişilecek yeni istilanın ön hazırlıkları... Peki Batı "Müslüman soykırımı" na mı hazırlanıyor? Danimarka, Norveç, İsveç, Hollanda, Avusturya, Belçika gibi küçük ölçekli ülkeler üzerinden tezgahlanan kampanya, Hristiyan Batı'nın Yahudilere yaptığı gibi Müslümanlara karşı da bir soykırım suçunun habercisi mi? Bu ülkeler, ABD'nin İslam dünyasına yönelik saldırılarında yer aldı. Kitle katliamlarında, işkencelerde ABD ile birlikte hareket etti. Kendi topraklarında gizli işkence merkezleri kurdu. Bütün Avrupa 11 Eylül'den sonra İslam'a savaş ilan etti. Ürkütücü olsa da bu bir gerçek! Almanya Başbakanı Angela Merkel İslam'ı faşizmin yükselişi ile birlikte ele alıyor. Anti-Semitizm'in yerini İslam düşmanlığı aldı. Bu da gerçek! Kanlı sömürge geçmişine sahip bu ülkeler, yeni bir kanlı tarihe mi hazırlanıyor? Tarihteki en büyük insanlık suçu tekrar mı edilecek? Bu ırkçı, aşırı düşünceler sadece belli kesimlere özgü değil. İslam'dan, Müslümanlardan kurtulmak hepsinin öncelikli gündemi. Başka bir şey düşündükleri yok. İslam tehdidi konusunda Batı'da farklı düşünen kaç insan kaldı? Batı Müslüman soykırımına mı hazırlanıyor? Soru bu!.. |