Alçaklığın sınırının olmadığını isbata çalışan bazı aşağılık mahluklar, Danimarka karikatür rezaletine kızgınlığımız henüz geçmeden bir yenisini servise koydular. “Akrebin sokması kininden değil cibilliyetindendir” Bunların, İslâmın aziz Peygamberine düşmanlıkları ise hem kinlerinden hem de cibilliyetlerinden ileri geliyor. Bazıları, hıristiyanların hepsinin aynı olmadığını, yani karikatür meselesinde hıristiyanları toptan suçlamanın doğru olmayacağını söylüyorlardı. Bu bazılarının, aşağıdaki yazıyı okuduktan sonra da yine aynı şeyi söyleyip söylemeyeceklerini cidden merak ediyorum. Şundan dolayı: Hıristiyanlığın merkezi Vatikan’dır “Ben hıristiyanım” diyen herkes de Vatikan’a bağlıdır. Yani, Vatikan’ın söyledikleri bütün hıristiyanları bağlar. Aşağıdaki yazıyı, bu gerçeği düşünerek okumanızı rica ediyorum. Aziz Karaca’nın 20/4/2006 tarihli yazısını kısaltarak veriyorum. Görelim bakalım Vatikan dostumuz(!) neler söylemiş... Yazı şöyle: “Haberi mutlaka duymuşsunuzdur; Vatikan’a bağlı “Katolik Araştırmaları” adlı aylık dergi, Peygamber Efendimizi cehennemde yanarken gösteren bir karikatür yayınlamış. 17 Nisan 06 tarihli gazetelerin konuya ilgi duyanları, haberi manşetlerinden verdiler. Derginin genel yayın yönetmeni olan bir gâvur oğlu gâvur; bu karikatürün, İslâm dünyasında tepki görmesinden çekinip çekinmediği sorulunca da; “Bu tasviri yayınlamanın, suikastlere sebebiyet vermemesini umuyorum. Eğer böyle bir şey olursa, bu, aptalca tavırların perçinlenmesi olur” diye de aptalca ve küstahça ve bir haçlı ağzı ile cevap vermiş. Bu tescilli gâvur, hem İslâm Peygamberine hakaret içeren karikatürü yayınlıyor, hem de bu edepsizliğe tepki göstermesi muhtemel olan ümmet–i Muhammed’e peşinen APTAL diyor. Yani katmerli gâvurluğunu hayâsızca sergiliyor. Vaziyet, durum böyleyken böyle… Vatikan’ın yayın organlarından, “Katolik Araştırmaları” adlı dergi böyle bir edepsizliği, terbiyesizliği ve küstahlığı yaptı, bunun hesabı elbette sorulmalı. Evet, ey Türk milleti! …Hızlanan diyalog faaliyetleri, bunca diyalog iftarları, bunca harcamalar, onların hezeyanlarla dolu muharref kitaplarının Kur’an’la karıştırılmasını sağlamışken, bizzat Vatikan’ı Peygamberimize hakaret etmekten vazgeçirememiştir. Demek ki, diyalog misyonu tek taraflı çalışan, batılı Hak seviyesine çıkarmaya çalışan bir misyondur. Demek ki, eğer İslâm yanlış anlaşılmışsa kesinlikle suç Müslümanların değildir. Gerçeği anlatmak istemeyen, bağlılarının hakikatle tanışmasından korkan kilisenindir suç. Böylesine bağnaz bir kilisenin, bir papalığın ne diyalogundan ne de hiçbir şeyinden elbette hiçbir şey hâsıl olmaz, olamaz. Vatikan, kendi yayın organlarında Hz. Muhammed (S.A.V)’i cehennemde yanarken gösteren karikatürleri yayınlayabiliyor ve doğacak tepkileri de peşinen aptallık olarak ifade edebiliyorsa; Diyalog masalı ile geçen yıllara yazık olmuştur. Bir hayal uğruna harcanan milyon dolarlara yazık olmuştur. Bir ütopya uğruna iğfal edilen zihinlere yazık olmuştur. Kiliseye papaya, papaza, haça, çana meylettirilen gençliğimize yazık olmuştur. Hocaefendi, Vatikan’a ikinci defa gidip bu edepsizliğin hesabını sorar mı, sorabilir mi bilemem ama, Müslüman Türk Milleti ve yerin altındaki şehitlerimiz bu yapılanların hesabını bir gün mutlaka soracaktır.” Aziz Karaca’nın, kısaltarak verdiğim yazısı burada bitti. Değerli okuyucular! Hıristiyanlar, sevgili Peygamberimiz’e bir de Vatikan’dan yaptıkları bu hakaretle, “Ey Müslümanlar! Bizi anlamanız için size daha nasıl hakaret etmemizi bekliyorsunuz?”demiş olmuyorlar mı! Efendim!.. |