Bülent Ecevit'in ardından hemen herkes konuştu.. Hayatında görmediği, duymadığı kadar bir alkış ve övgü yağmuru vardı dün, gazetelerde, televizyon ve radyolarda.. Kaçı samimiydi, kaçı "Böyle konuşmam lazım" diye o lafları ediyordu bilmem.. Onların arasına karışmak, arkasından övgü ve sevgi dolu satırlar yazmak isterdim. Yapamadım.. Ben düşünmediğim şeyleri söyleyemem.. Bülent Ecevit'i insan olarak pek sevemedim. Onu tanımazken, uzağındayken, hele o devirde, gençlik heyheyleri içinde "Karaoğlan"ın hayranlarındandım ben de.. Sonra yaklaştım biraz.. Olup bitenleri en yakından izlemeye başladım.. En iyi dostlarını, hiçbir siyasal beklentisi olmadan, sırf ilkeleri ve idealleri uğruna, saçlarını ona ve eşine süpürge ettiklerini yakın bildiklerimi, Ecevit çiftinin nasıl harcadığını, nasıl affetmez kin tuttuklarını gözlerimle gördükçe, sevgi çemberinden yavaş yavaş uzaklaştım.. Ecevit'i devlet adamı olarak ise hiç saymadım, sayamadım.. Hayatının en büyük zaferi diye anılır, Kıbrıs!.. Türkiye'nin çektiği bütün sıkıntılar da Kıbrıs'la başladı.. Hala da sürüyor.. Doğru.. Müdahale şarttı.. Ama "Barış Harekâtı"nı hızla "Barış"a döndürmek de şarttı. Bunu yapacak tek adamdı Ecevit.. Anlaşma karşılıklı ödünlerle sağlanır. Bizim adımıza cesaretle ödün verecek tek kişi, zaferin sahibi Ecevit'ti.. Ama o Kıbrıs'ta barışı değil, harekâtı içerde oya dönüştürmeyi tercih etti. Hemen seçime gitmeye, tek başına iktidara gelmeye çalıştı, beceremedi. Solun çekilmesine, sağ iktidarların kurulmasına sebep oldu. Ecevit, güçlü bir siyasal lider de olamadı hiç!.. Solu birleştirecek tek adam olduğu halde, sırf bencilliği ve kaprisleri yüzünden adı "Bir bölen"e çıktı. Giderek sol da kalmadı.. Türkiye politik ahlakın temelden yok oluşunun altında Ecevit'in Florya motellerinde kurduğu iktidar vardır.. Sonra Yüce Divan'da yargılanan ve mahkûm olanlara, başbakan olmak için el veren Ecevit, soldakilere hep sırtını döndü.. Türkiye'nin 12 Eylül'e gitmekte olduğunu fark edenlerin başındaydı Alparslan Türkeş .. Ecevit'e "Hiçbir şey beklemeden seni nasıl istersen öyle destekleyeceğim, işin başına geç" diye açık davet çıkardı. Ecevit uzatılan bu eli itip ülkeyi kaosta bırakınca, müdahale kaçınılmaz oldu. Bir lidere yakışmayacak kadar karısının etkisinde kalışı yanlışlarının en büyüğüydü.. "Rahşan Affı" lafının geçmediği gün var mı, iyi bakın.. Yığınla örnekten biri sadece.. İnsan olarak pek sevemediğim Ecevit, başarılı bir devlet adamı, akıllı bir siyasi lider de değildi yani, bana sorarsanız.. |