“Ilımlı İslâm” projesi, ABD'nin bir projesi. Bu
projeyi geliştirenler, görünüşte, bazı neo-con çılgınlar. Ama gerçekte, neo-con
çılgınları arkadan dolaşıp kuşatan ve kullanan Amerika'lı (ve tabiî ki
İsrail-bağlantılı) Yahudiler. Bunların en ılımlıları arasında Bernard Lewis yer
alıyor! Gerisini siz düşünün artık!
Bernard Lewis kim mi? Daha, 1970'lerde “Muslim Rage / Müslüman Ökesi” gibi
sadece İslâm düşmanlığını körüklemek, meşrûlaştırmak ve kışkırtmak için
yaz/dır/ılan “istihbarat metinleri”ni kaleme alan, “cihadizm” kavramını siyasî
literatüre girdirerek Müslümanları Yahudilere yapılanları aratmayacak kadar
ötekileştiren, şeytanlaştıran bir Arap, Türk ve İslâm araştırmaları profesörü.
Bu profesör, bir zamanlar, Türk hâriciyesi tarafından baştacı ediliyordu.
Gerekçe, Ermeni soykırımı iddialarını desteklememesiymiş! Bu adamlara güvenilir
mi, ey hâriçten gazel okuyan ve harcının Türk olduğu bir hayli su götürür haricî
hariciyemiz!
Nitekim, ADL adlı güçlü Yahudi lobi örgütü, Türkiye'nin Ermeni meselesinde
tezlerini destekliyordu; şimdi, bir çark etti, pîr çark etti ki bu şebeke,
sormayın gitsin!
İstisnalar elbette ki hariç ama Yahudi'den dost olmaz. Yahudi, Türk'ten /
Müslüman'dan nefret eder. Yahudiler, laik Türkiye'yi ve Türkiye'deki bütün
laikleri, laik kurumları, laik uygulamaları sonuna kadar desteklerler ve
Türkiye'nin İslâmî bir yörüngeye kayma ihimaline karşı bütün güçlerini ortaya
koyarak savaşırlar. Çünkü İslâmî iddialara sahip bir Türkiye'nin, Yahudilerin
bölgesel ve küresel emellerinin önündeki en büyük engel olduğunu iyi bilirler.
Yani, Yahudiler, bölgesel güçlerini, laik Türkiye'nin varlığına borçludurlar.
O yüzden, güçlerini dünyanın en güçlü ülkesinde, ABD'de, teksif eden
Yahudiler, Amerika'daki düşünce kuruluşlarında, medyada, akademide özelde
Türkiye'deki mevcut iktidarın Türkiye'yi “İslamo-faşizm”in eşiğine sürüklediği
tezini yüksek sesle işlerler; genelde ise İslamofobinin bütün dünyada
köksalması, dolayısıyla İslâm'ın şeytanlaştırılması, İslâm'a ve müslümanlara
yönelik her tür hakaretin ve saldırının meşrûlaştırılması, ABD'nin terörle
mücadele bahanesiyle bütün İslâmî oluşumları düşman ilan ederek yok etme
projeleri geliştirmesi için gerekli her türlü mühimmatı da yine onlar sağlarlar.
“Ilımlı İslâm” projesi, bir Amerikan projesidir ama Yahudilerin eseridir. Bu
projenin hedefi, İslâm'ın sekülerleştirilmesidir. Yani, müslüman toplumların
İslâmî idea'lar, iddialar ve idealler çerçevesinde siyasî, ekonomik, kültürel,
toplumsal taleplerde bulunmalarını imkânsızlaştıracak ölçüde İslâm'ın tıpkı
Hıristiyanlık gibi protestanlaştırılması, sadece bireysel bir inanç meselesi
hâline getirilmesidir. Sonuçta, müslüman kitlelerin “etliye sütlüye”
karışmalarının önlenmesi, İslâmî duyarlıklarının zayıflatılması, hayatlarını
İslâmî siyasî, entellektüel, kültürel, ekonomik, toplumsal iddialara göre
kendilerinin belirleyebilme imkânlarının iptal edilmesidir.
Bu proje, şu ân İslâm dünyasında derinlemesine uygulamaya sokulmuştur.
Mısır'dan Fas'a, Arabistan'dan Pakistan'a kadar İslâmî eğitim sistemleri,
müfredat programları baştan sona kadar adım adım sekülerleştirilmektedir.
Türkiye'de mevcut hükümetin “ılımlı İslâm” projesini uyguyacağı düşüncesiyle
önünün açıldığını söylemek yanlış olmaz. Ama “mevcut hükümet, bu projeyi uygular
mı?” diye sorarsanız, bence uygulayamaz; çünkü, tarihin önünde de, öte dünyada
da bunun hesabını veremez.
Bizzat Başbakan'ın ağzından “Ilımlı İslâm” diye bir şey olamaz” sözünü
duyduk. Ama Türkiye'deki İslâmî kesimlerin en fazla bu dönemde hızla
sekülerleştikleri, İslâmî duyarlıklarını yitirmeye başladıkları, -28 Şubat'tan
itibaren- zihnî bir savrulma yaşadıkları da bir gerçektir.
“Ilımlı İslâm” projesi, tam da Türkiye'deki laikçilerin gücüne güç katacak,
vaziyeti idare etmelerini sağlayacak bir proje olmasına rağmen, bu çevrelerin bu
projeyi desteklemek yerine, ürküntüyle karşılamalarının nedeni ne peki?
Tek bir nedeni var: Bu projeyi anlayabilecek zihnî donanımdan yoksun olmaları
ve dolayısıyla projenin başlığında “İslâm” sözcüğünün bulunmasıdır! Sadece bu
bile, bizim laikçilerimizin tüylerini diken diken etmeye, uykularını kaçırmaya
yetiyor da artıyor bile!
Pardon ama burası Türkiye mi? Yani, bir zamanlar Selçuklu ve Osmanlı
medeniyet tecrübelerini üreten, İslâm'ın bayraktarlığını yapmış bir “millet”in
çocuklarının yaşadığı yer mi yani? Nasıl yani?
|