KARDİNAL Ratzinger, bir Alman, Papa adayları arasında belki de, bize en uzak isimlerden biri. Türkiye’nin AB üyeliğine karşı!.. ölümüyle birlikte, dünya TV’lerini izliyorum, bizdeki yayınlara bakıyorum, Papa’nın kişiliği ile ilgili yorumlar birbirini izliyor. Doğal olarak, farklı nitelikte.
Vatikan her ne kadar Katolik dünyasının dinsel merkezi ise de, aynı zamanda bir devlet niteliği ile Hıristiyan aleminde siyasal bir güç. Gerçi, Batı’daki laik anlayış, bu siyasal gücün etkisini sınırlıyor. Ancak, bu sınırlama Batı ülkelerinin Vatikan’ın siyasal görüşlerini dikkate almadığı anlamına gelmiyor. Manevi etkisi olduğu kesin.
Bu etki göz önünde tutulursa, hem Papa Jean Paul II’nin mirası, hem de yerine seçilecek olan Papa’nın kişiliği, Türkiye’yi ilgilendiriyor. Üç temel konuda.
PAPA VE AB
Vatikan, ölen Papa’nın kişiliğinde, sürekli aynı noktayı vurguluyor:
‘AB Hıristiyan Kulübüdür.’
Hatta, bu yönde Papa’nın lobi yaptığı bir sır değil. Özellikle, Avrupa Anayasası’na, ‘AB Hıristiyan nitelikli bir kuruluştur’ deyiminin konulması için, AB liderlerine baskı yaptığı da, bilinmeyen değil.
Sırf bu nedenle, Avrupa Anayasası mimarlarından, Fransa eski Cumhurbaşkanı Giscard D’Estaing’in Papa’nın hayır duasını almak üzere, onu ziyaret ettiğini unutmak yanlış olur.
Aslında, bu bakış açısı, Vatikan’ın temel politikalarından biri. Şimdiden sonra da, bu politikanın devam edeceğini tahmin pek güç değil. Ne var ki, bu politikayı izlemeye hevesli adaylar arasında Ratzinger, bir şahin, önde geliyor.
PAPA VE PKK
Apo’nun Suriye’den ayrılmak zorunda bırakılması, Rusya’dan sonra Roma’ya gittiği sırada, Vatikan’ın tepkisi hayli ilginç.
O günlerde Türkiye’nin Roma Büyükelçisi İnal Batu, şimdi CHP milletvekili, bir ara Papa Jean Paul II’ye bir nezaket ziyaretinde bulunuyor. Batu’nun o ziyaretteki izlenimi:
‘Papa’nın PKK yanlısı bir tavrı yoktu. Ancak, Türkiye haklıdır, terörden çok çekmiştir, PKK bir terör örgütüdür, gibi de, bir tavrı olmadı.’
Bu, Vatikan’ın bazı AB ülkelerinin PKK’ya bakışıyla örtüşüyor!..
PAPA VE ERMENİLER
Her nisanda gündeme gelen Ermeni soykırımı, Türkiye ile Vatikan arasındaki kopukluklardan bir başkası.
Ermeni Patriği Karekin II, 2000 Kasım’ında Papa ile görüşüyor. Görüşme sonrasında yapılan ortak açıklamada ‘Ermeni soykırımı’ resmen yer alıyor. Bir Hıristiyan ruhani liderin imzasını taşıyan resmi bir belgede ilk kez!..
Vatikan’ın bu tavrı Ankara’yı rahatsız ediyor ve diplomatik girişimde bulunuluyor.
Ruhani lider, tamam!.. Katolik Dünyası’nın göz bebeği elbette, tamam!.. Ama, acaba PKK ve Ermeni konusunda, zaman zaman dünyanın önde gelen siyasilerine taş çıkartan bu tavırlar, dinler arası hoşgörü ve diyalogla ne kadar örtüşüyor?.. Hele de, bir Papa için!..
Vatikan’ın bu politikaları değiştirmesi için, şimdilik bir neden yok!..
Dinler arası diyalog
ÖLEN Papa’nın en çok önem verdiği konuların başında ‘dinler arası diyalog’ geliyor. Bu amaçla, yılda bir kez, düzenli olarak, farklı dinlerden gelen liderleri toplayarak, dünyaya bu yönde barış çağrısı yapıyor. Güzel bir tablo!.. Ne var ki, bu tabloda bile, insanın yüreğini burkan bir noktanın vurgulanması gerek: Papa bu toplantıları, aslında Hıristiyanlığın PR’ını yapmak için düzenliyor!
Dinler arası diyaloğa inandığına hiç kuşku yok. Ancak, liderliğini yürüttüğü Hıristiyanlık onda hep ön planda Papa Jean Paul II’nin |